Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangınında, eşini ve kızını kaybeden Yavuz Suyolcu, yaşadığı acıyı tarif ederken, "Otel değil tabut yapmışlar" dedi. Acılı baba, oğlunu kurtarırken, eşi ve kızının alevlere yenik düşmesini izledi, otele geri dönmek istedi, başaramadı.
78 kişinin yaşamını yitirdiği yangında eşi Müge ve 10 yaşındaki kızı Pera Suyolcu'yu kaybeden, 14 yaşındaki oğlu Göksel Derin ile alevlerin arasından kurtulan inşaat mühendisi Yavuz Suyolcu, İzmir'in Urla ilçesinde acılarıyla yaşıyor.
Her gittikleri otelde eşine ilk olarak acil çıkış merdivenini gösterdiğini belirten Suyolcu, benzer uyarısını olaydan bir gün önce de Grand Kartal Otel'de yaptığını dile getirdi. Otelin sekizinci katında kaldıklarını söyleyen Yavuz Suyolcu, burnundaki hatatsızlık nedeniyle geceleri kalktığını anlatırken, "Bu esnada bir duman kokusu hissetmedik. Tuvalete geçtim, sonra camda kırmızılık fark ettim. Kar makineleri çalışıyor diye düşündüm. Pencereyi açınca 3 ya da 4 kat aşağısı şerit halinde yanıyordu. Ne kadar süre geçmiş bilmiyorum." diye konuştu. Suyolcu, yangının boyutunu görünce içinde arabasının yedek anahtarının da bulunduğu sırt çantasını alarak 10 saniye içinde ailecek odayı terk ettiklerini ifade etti.
AYDINLATMA YOKTU
Dışarı çıktıklarında her tarafın karanlık olduğunu aktaran Suyolcu, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Aydınlatma yoktu. Ben o panikle merdiveni geçmişim, Müge gösterdi. 'Yavuz burası.' dedi. Bize yolu gösterdi. Çok büyük panik vardı. Yoğun duman etkilemeye başladı. İnerken düştüm, Müge seslendi, 'İyiyim.' dedim. Dördüncü kata kadar inebildik ama duman daha da yoğunlaşmıştı. Dumanı içimize çeke çeke indik."
Bu noktaya kadar eşi ve kızıyla gelmeyi başaran Suyolcu, bu noktadan sonra sonra artık ailesiyle bağlantısını kaybediyor. Eşi ve kızının burada düştüğünü belirten acılı baba, karşısındaki tabloyu şöyle anlattı:
"Eşim ve kızım hemen arkadaydı, muhtemelen düştüler. Duman onları çok etkiledi. Ben oğlumla çıktım, kızım ve Müge kaldı. O sırada oğlumla her şeyi anladık. Çünkü alevler düşüyordu, o taraf artık ulaşılamaz hale geldi. Uçuruma bakan dördüncü ve beşinci kat şerit halinde yanıyordu. Diğer taraflar dumandı. Dördüncü kattan sonra duman az hafifledi. Ben ve oğlum birinci kattan çıktım."
EŞİ VE KIZI İÇİN ÇIPRINDI AMA BAŞARAMADI Suyolcu, oğlunu başka bir otele bıraktıktan sonra eşini ve kızını kurtarmak için otele girmeyi çok denediğini ama başaramadığını kaydetti. Otelde yangınla ilgili gerekli önlemlerin olmadığını savunan Suyolcu, "İnsanlar uyandırılabilseydi, bir siren, bir korna herhangi bir şey olsaydı, can kaybı az olurdu. Çocuktu ölenler, aileler çocukları kurtarabilmek için bazı şeyler denediler. Çok zor, benim hikayem bu. Belki biz o merdivenden inen son kişileriz. Gerisi yukarıda kaldı." diye konuştu.
"OTEL DEĞİL TABUT YAPMIŞLAR"
İnsanların çaresizce pencerelerde yardım beklediğini belirten Suyolcu, şunları anlattı: "Sanki otel hiçbir şeyin olmadığı özel bir tabut... Bu kadar insana tabut yapmışlar. Yardım için camlarda bekleyenler için çok travmatik oldu. İtfaiye gelene kadar bağıran bir adam 'Yangın bize de geldi.' dedi. O kadar çok süre geçti ki adam atladı. 'Birisi araba getirsin bari arabanın üzerine atlayalım.' diye bağırıyorlardı."